Nisan ayının ilk yarısı geride kalırken, piyasalarda net bir yön tayininden hâlen uzak bir görünüm dikkat çekiyor. Hem küresel ekonomideki belirsizliklerin derinleşmesi hem de yurt içindeki kırılgan yapı, yatırımcıların temkinli duruşunu korumasına neden oluyor. Özellikle ABD ve Avrupa’da faiz indirim beklentilerinin ötelenmesi, jeopolitik risklerdeki artış ve Çin başta olmak üzere gelişmekte olan ekonomilerdeki büyüme endişeleri, küresel risk iştahını törpülemeye devam ediyor. Yurt içinde ise zaman zaman bozulan beklenti yönetimi, istikrar arayışını sekteye uğratan başlıca unsurlardan biri olarak öne çıkıyor.
Ancak tüm bu tabloya rağmen, nisan ayının ikinci yarısına girerken teknik olarak daha dengeli ve umut veren bir fiyatlama süreci yaşanabileceğine dair sinyaller de yok değil. Piyasanın 9 binli fiyatlamaların altına inmek istemesi aşağı yönlü marjın daraldığına işaret ediyor olabilir.
Temel tarafta ise geçtiğimiz hafta açıklanan Şubat ayı sanayi üretimi verileri, ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın sürdüğünü ortaya koyuyor. Gelen veriler ile beraber iç talepteki ivme kaybının sanayi cephesine olan yansımalarını net şekilde görmüş olduk. Bu durum, küresel taraftaki belirsizliklerle birleşince, iç dinamiklerin kırılgan yapısını daha da belirgin hale getiriyor.
Bununla birlikte Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yayımladığı Piyasa Katılımcıları Anketi, yatırımcı beklentilerindeki güncellemeleri takip ettik. Ankette yıl sonu enflasyon tahminlerinin yukarı yönlü revize edilmesi, enflasyonla mücadelede yolun halen uzun olduğuna işaret ediyor. Döviz kuru beklentilerinde de benzer bir artış söz konusu. Buna karşın, mevcut sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği beklentisiyle, bu haftaki Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizinde bir değişiklik öngörülmüyor.
Nisan ayının kalan günlerinde gerek iç dinamikler gerekse küresel gelişmeler daha yakından izlenecek. Belirsizliklerin gölgesinde umutlu kalmak kolay olmasa da, fiyatlamalarda iyimserliğe alan tanıyan faktörlerin birikmesiyle birlikte daha dengeli bir piyasa atmosferi oluşması ihtimal dışı değil.