Geçtiğimiz hafta yurt içi piyasalar, küresel gelişmelerin de etkisiyle dalgalı bir seyir izlese de odak noktası ağırlıklı olarak ekonomi yönetiminin açıklamaları ve yaklaşan enflasyon verilerine çevrilmiş durumda. Küresel tarafta yaşanan siyasi gerilimler ve ekonomik yavaşlama sinyalleri, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için hem fırsat hem de riskleri barındırmaya devam ediyor.
S&P’nin Türkiye kredi notunu sabit tutma kararı, piyasalarda temkinli bir iyimserlik yaratırken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomi politikalarına yönelik verdiği güçlü siyasi destek mesajları, yatırımcı güvenini destekledi. Öte yandan, TCMB Başkanı Fatih Karahan, iç talep dinamiklerini yakından izlediklerini ve gerekirse yeni adımlar atılabileceğini vurguladı. Bu açıklamalar, para politikasında ihtiyatlı duruşun süreceğine işaret etti. Hafta boyunca açıklanan öncü veriler ışığında, gözler Nisan ayı enflasyon rakamlarına çevrildi. Bu veriler, sadece TCMB’nin gelecekteki faiz adımlarına yön vermekle kalmayacak, aynı zamanda piyasa beklentilerinin de yeniden şekillenmesine yol açacak.
Bu hafta, yurt içi piyasalar açısından en kritik başlık enflasyon. Fiyat istikrarı arayışı çerçevesinde para politikası tarafındaki olası yeni hamleler, yatırımcılar tarafından dikkatle izlenecek. Nisan ayını sert satışlarla geride bırakan iç piyasalarda, Borsa İstanbul’da kötü hava henüz tam anlamıyla dağılmamış olsa da, 9000 puan seviyesinin altında kalıcılığın görülmemesi halinde, teknik toparlanmaların yaşanması ve pozitif fiyatlamaların yeniden başlaması mümkün olabilir